Ağız bakım alışkanlıkları dolgunun ömrünü etkiliyor! Diș dolgu malzemeleri, diş sağlığı açısından önemli bir yere sahip olup, diş hekimleri tarafından farklı malzemeler kullanılarak uygulanabilir. Diş dolgularının özelliklerine dair bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Özge Mimir, amalgam, kompozit, seramik ve cam iyonomer dolguların her birinin farklı avantaj ve dezavantajları olduğunu belirtti. Amalgam dolgular, dayanıklılığı ve uzun ömrü ile bilinirken, genellikle arka dişlerde tercih edilmektedir. Uygulama süresi kısadır ve maliyeti düşüktür. Ancak estetik açıdan hoş görünmemesi ve bazen alerjik reaksiyonlara neden olabilmesi gibi dezavantajları mevcuttur. Uygulama sırasında dişten fazla madde çıkarılması gerekebilir ve çinko toksisitesiyle ilgili özel önlemler almak önemlidir. Diğer dolgu türleri de kendi avantaj ve dezavantajlarıyla dikkat çekiyor. Kompozit dolgular, estetik görünümüyle öne çıkarken, dişle uyum sağlaması nedeniyle doğal bir görünüm sunar. Ancak, amalgam dolgular kadar dayanıklı değildir ve maliyeti daha yüksektir. Seramik dolgular, estetik açısından oldukça başarılıdır ve uzun süre dayanabilir; fakat maliyetleri yüksektir ve birden fazla seans gerektirebilir. Cam iyonomer dolgular, dişe mineral salınımı yaparak güçlendirebilirken, estetik açıdan kompozit veya porselen kadar iyi değildir. Bu dolgu türü genellikle küçük dolgular için uygundur ve zamanla renklenme yapabilir. Diş dolgularının ömrü genellikle 5-15 yıl arasında değişkenlik gösterirken, bu süre kullanılan malzemeye, dolgunun yerleşim yerine ve kişinin ağız bakım alışkanlıklarına bağlı olarak değişmektedir. Dr. Mimir, dolgunun ömrünü etkileyen faktörleri şu şekilde sıraladı: Amalgam dolgular genellikle 10-15 yıl, kompozit ve seramik dolgular ise 5-10 yıl dayanabilir. Çiğneme gücünün yüksek olduğu arka dişlerde kullanılan dolgular daha hızlı aşınır. Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanmanın dolgunun ömrünü uzatmanın en önemli yolları olduğunu belirten Mimir, diş gıcırdatma (bruksizm) gibi alışkanlıkların dolgunun ömrünü kısalttığını ifade etti. Ayrıca, asidik gıdalar ve içeceklerin diş dolgusunun aşınmasına ve renklenmesine neden olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Dolgu yenilenmesini gerektiren belirtilere de dikkat çeken Mimir, ağrı veya hassasiyet, dolgu çatlakları, diş etlerinde iltihap ve dolgunun gevşemesi gibi durumlarda diş hekimine başvurulmasının önemine vurgu yaptı. Bu tür durumların, dolgunun altında yeni bir çürüğün oluştuğu veya diş çatlağının meydana geldiği anlamına gelebileceğini söyledi. Mimir, diş etlerinde şişlik, kanama veya ağrının dolgunun altındaki dişte çürük veya enfeksiyon belirtisi olabileceğini ve dolgu yerinden oynamasının da yenileneceği anlamına gelebileceğini ekledi. Dolguların ömrünü uzatmak için bireylerin ağız hijyenine dikkat etmeleri ve olası sorunları erken fark etmeleri gerektiğini ifade etti. Sonuç olarak, dolgu seçiminde diş hekimiyle birlikte hareket etmek oldukça önemlidir. Hangi dolgu türünün seçileceği, hastanın ihtiyaçlarına ve ağız sağlığına bağlı olarak belirlenmelidir. Ağız bakım alışkanlıklarının dolgunun ömrü üzerindeki etkisi unutulmamalıdır. |
SAĞLIK
"Diş Dolgularının Ömrünü Etkileyen Faktörler"
Ağız bakım alışkanlıkları dolgunun ömrünü etkiliyor! Diş dolgularının farklı malzemeler kullanılarak yapılabildiğini belirten uzmanlar, kullanılan malzemeye göre farklı avantaj ve dezavantajları olduğunu söylüyor